Sadık Hidayet kitaplarıyla ilk kez önce tavsiye sonra hediye olan Kör Baykuş ile tanıştım. İyi ki tanıştım…
Kitaba başlamadan birkaç gün önce gözüm ilk sayfasına takıldı. Nasıl güzel bir giriş…(İki önceki gönderi)
Kör Baykuş bana Franz Kafka’nın Dönüşüm kitabı ile Dostoyevski’nin Suç ve Ceza kitabı arasında bir his yaşattı.
| Sadık Hidayet |
Son sayfalara geldikçe tam anlamıyla hem büyülendim hem dehşete kapıldım. İran kültürünü, edebiyatını çok severim. Kitabın kapağını kapattıktan sonra bir süre tavana öylece baktığımı fark ettim. En son Zola’nın Germinal kitabında böyle sarsılmıştım.
Kör Baykuş, Çağdaş İran Edebiyatından Türkçeye çevrilen ve yazarın İran’da yasaklanan ilk kitabı olmasının yanı sıra Sadık Hidayet’in başyapıtı. Aynı zamanda yazarın yaşamından ve ruh halinden pek çok kesit görmek mümkün.
Kitabın bir bölümünde ben de karakterin gerçek ve sanrıları arasında kaldım.
Ben sevdim ama depresif bir kitap olduğu için herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. Riskli bir seçim olacaktır.
| Kitabın 1937’de Sadık Hidayet tarafından çizilen ilk sayfası |
Yazarın ölümü kitabın ne kadar melankoli taşıdığı hakkında ipucu verebilir.
Sadık Hidayet’in uzun yıllar dostluğunu yapan Bozorg Alevi o anları şu şekilde anlatmış:
"Paris'te günlerce, havagazlı bir apartman aradı, Championnet caddesinde buldu aradığını. 9 Nisan 1951 günü dairesine kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş, güzelce tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerin kalıntıları, yanıbaşında yerde duruyordu."
| Kitabın 1937’de Sadık Hidayet tarafından çizilen son sayfası |
Yorumlar
Yorum Gönder